Bazen güven vermek, bazen ise daha çok kazanmak adına çizilen yol haritası, bu dönemde olumsuz yansıyor. KKTC inşaat firmaları için belirsizliğin adı, inşaatı tamamlanan ama satılamayan, bir türlü nakite dönemeyen konut projeleri. Peki sebebi ne?
Emlak acenteleri için inşaat firmalarının ürettiği her konut değerli, satacak/kiralayan bir ürün.
Fakat bir süredir emlakçılar ile inşaatçılar arasında gerilime sebep olan bir konu var, teslime hazır olmasına rağmen satılmayan konutlar…
İnşaatçılar “emlakçılar satamadı” diyor, emlakçılar “baştan sona yanlış planlama” değerlendirmesi yapıyor.
Peki bunun sonu ve sonucu ne olacak?
Kıbrıs’ın ilk ve tek emlak haber-ilan portalı Kıbrıs Emlak Merkezi’nde, bu kez sektörün “hesapsızca oluşan konut stoğu” noktasına dikkat çekiyoruz…
…
Her proje ciddi bir finans kaynağı, her proje büyük emek demek.
KKTC inşaat sektörü için parlak bir dönem geçti son 5 yıllık tabloda.
Alıcı çoktu, fiyatlar hızlı yükseldi.
Birçok haberimizde paylaştığımız gibi sanal bahisin ülkeden çıkışı, FETÖ sermayesinin eskiye göre daha sıkı incelenmesi ve önlenmesiyle, işler biraz tersine döndü.
Satış anlamında o eski talep, eski bereket kalmadı.
Küçük bir bilgilendirme notu ekleyelim buraya…
KKTC inşaat sektöründe maket pek yok, genelde projeden satıyor firmalar.
Ve genel algı da şu ki, projeden hızlıca satan firma, başarılı firma.
Özellikle de lansman dönemi yapılan yoğun satışlar, sektör içinde büyük dikkat çekiyor.
Tabi kazancını arttırmak isteyen firmalar için tüm stoğu en uygun fiyatla tüketmek çok sağlıklı değil, lansman sonrası yapılacak satışlar şirkete daha çok kar bırakıyor.
O yüzden satışı sona saklayanlar da oluyor.
İşte bu kez, o sona saklayanlar sıkıntıda.
Hızlı kazancın etkisiyle, 2 yıl öncesine kadar projeye başlayan bazı firmalar, yaşanan negatif değişim ihtimalini pek hesaba katmamış gibi.
“Nasılsa satılır” diyen, inşaat ilerledikçe fiyat arttıran, bitişe kadar alıcısı bulunur diye düşünen birçok projede vaadedilen zamanda veya az gecikmeyle inşaat tamamlandı.
Teslimler de yapıldı, yaşam başladı.
Ancak hala boşlar var, yani satılamayanlar.
Ve bu projeler için firmalar, bugün ne yapacağını bilmiyor.
Çünkü anahtar teslim etmeden satışı tamamlamaya alışık büyük bir kısmı.
Şimdi ise inşaat bitti, evler kullanılıyor, fakat hala müşteri arayışı sürüyor.
Kimileri için böyle bir konumda müşteri aramak, piyasaya “projesi satılmadı” dedirtmek gibi görünüyor.
Dillendirmeden, el altından haber salıyor emlak firmalarına.
Hatta çoğu zaman yurt dışındaki acentelerle süreci tamamlamak istiyor.
İç piyasaya yüzde 5 veriyorsa, yüzde 8-10’a kadar çıkarıyor komisyonu ki satılsın diye.
Kimileri ise teslim ettiği projede satışları tamamlayamadığı için, yeni projeye başlama cesaretini yitiriyor.
Artan fiyatları da hatırlatmakta fayda var.
Örneğin lansman döneminde 60 bin sterline satıldı daire, teslimde 70 bin – 75 bin sterlin olacağı vaadedildi.
75 çok geliyor potansiyel alıcıya, müteahhit fiyat da düşemiyor sözünü çiğnememek için.
İki arada bir derede kalıyor.
Müşteri kanadından nasıl görünüyor peki?
Dedik ya, yatırım amaçlı alımlarda alışkanlık, evler teslim etmeden önce genelde satışların tamamlanması yönünde.
Bazı müşteri profili de, “bu zamana kadar satılmadıysa, vardır bir sebebi” gibi bazen sığ bir düşünceyle, projelerden uzak durabiliyor.
Sektör içinde yer alan profesyoneller iyi bilir, bu zor durumu yaşayan proje sayısı bir değil, iki değil.
Girne’nin merkezinde, markalı diye geçen konut projelerinde de var aynı sıkıntı, hızla gelişen bölge Alsancak’ta da, Lefkoşa’da da…
Belki de bu olumsuz örneği en az yaşayan bölge İskele’dir, çünkü yabancı müşteri talebiyle sirkülasyon oldukça hızlı.
Peki ne yapmak gerekir?
Bazı firmalar projenin adını değiştirerek, birkaç yenilik ile taze bir kan katmak istiyor sürece.
Ne kadar etki ediyor, tartışılır…
Banka destekli kampanya başlatanlar da var, hediyelerle evleri süsleyenler de.
Öyle ya da böyle satılması gerekiyor elde kalan “hesapsız stoğun”.
Duran her dairenin ciddi bir maliyet yükü var.
Fakat firmalar kimi zaman planlama hatasıyla satamadığı projelerin sorumluluğunu, son çare yardım istediği emlakçılara yüklüyor sanki.
Biraz günah keçisi arar gibi…
İşte bu durum bir satış sürecinin iki rolü olan inşaatçı ile emlakçı arasında tadı ve işbirliği ruhunu kaçırıyor son dönemde.
Sektör içinde ortak görüş şu ki; Firmalar arası suçlu aramak yerine, hızlı çözümler üretmek, iki tarafa da daha çok kazandıracak.
Herkese bol satışlar…
KIBRIS EMLAK MERKEZİ
En güncel haberlere erişmek için mail listemize abone olun