Emlakçılıkta çok para var deyip sektöre girdiler, kendilerine güvenen yatırımcıları yarı yolda, meslektaşlarını zan altında bırakarak kaçıp gidiyorlar. Kıbrıs Emlak Merkezi’nde bu kez uyarı konumuz Kuzey Kıbrıs’ta yatırımcının endişesi haline gelen günübirlik emlakçılar.
Kıbrıs’ın ilk ve tek emlak haber portalı Kıbrıs Emlak Merkezi’nde her dönem kayıt dışı emlakçılara karşı duruşumuzu net bir şekilde gösterdik. Haberler yaptık, röportajlar yayınladık, uyarılar sıraladık.
Birçok kişi kaçağı eleştirip, kaçakla iş tutarken, biz bu işin kazananı değil, kaybedeni çok dedik.
Kaçak emlakçılara karşı bilinç oturma noktasına geldi, en azından Kıbrıs Türk Emlakçılar Birliği benzer söylemlerle uyarılara başladı.
Fakat emlak sektörünün başından sıkıntı eksik olmuyor.
Belki kaçak azaldı, fakat bu kez günübirlik emlakçılar türedi.
İşler iyi güzelken, bunlar bile göze batmıyordu.
Fakat son dönemde hem emlak işini profesyonelce yapan isimlerden, hem de bu kişilerden direkt veya dolaylı mağdur olanlardan o kadar çok duyuyoruz ki günübirlikçileri, uyarmanın zamanı geldi…
[ilgili haber=’4700′]
Nedir günübirlik emlakçı, nasıl başlar, nasıl çalışır, sonu nasıl biter?
Hepsini tek tek sıraladık.
Tanımlama ile atalım ilk adımı.
Bazıları kendine girişimci diyor, fakat kesinlikle değil.
Girişimcilik başka bir şey, onların yaptığı daha çok girişkenlikten öteye geçemiyor.
Eminiz ki özetleyeceğimiz süreci daha önce defalarca gördünüz. Aynı şekilde yatırımcı da gördü. O yüzden endişesi var artık yatırımcının. Şıpsevdi emlakçılardan uzak duruyorlar. Güvendiği isimle yola devam etmeye çalışıyor. Ya da hiç emlakçıya yaklaşmadan yatırım sürecini çözmeyi deniyor.
Peki nasıl gelindi bu noktaya? Anlatalım…
Bazen *Bu işte çok para var, e hadi emlakçı olalım* diyerek, bazen ise “ne uğraşacağım elalemin işinde, çevrem çok, portföyleri toplar, takır takır satarım” hayaliyle başlıyor her şey.
Eşe, dosta, akrabaya “alo ben emlakçı oldum, bundan sonra tüm alım satım işlerinizi ben yapacağım, başkasına gittiğinizi duyarsam küserim” telefonları ediliyor hızlıca.
Hemen bir ofis kuruluyor, açılışlar, çiçekler…
İlk günler heyecan yüksek. Hiç bilmediği veya az bildiği bir iş de olsa, yapacağından çok emin. Tereyağından kıl çekmek gibi olacak hatta…
Çünkü hedefi / hedefleri var.
Hedef bu basit işi (!) hızlıca yapıp, hafta sonu gelmeden Range Rover siparişini vermek.
Bir gün, iki gün, üç gün pek beklediği gibi geçmiyor.
Eşi, dostu, akrabası tam emin olamadığı için ne iş yaptığından, satın alma sürecine dahil etmiyor.
Bu kez ısrar devreye giriyor.
Israr ede ede portföy toplamaya başlıyor bu model girişkenler.
Israrı kıramayanlardan alıyorlar da.
Tabi alırken de binbir vaat, binbir umut.
[ilgili haber=’4690′]
Hatta piyasada duydukları “tek yetki” terimini o kadar çok kullanıyorlar ki, uçan kaçan her şey için “tek yetkiliyiz” diyorlar.
Sosyal medya hesapları yıkılıyor.
Baktığınız zaman tek rakipleri dünyanın emlak devi “Donald Trump”.
Peki öyle mi? Gerçekten iş yapıyorlar mı?
Maalesef hayır.
Önce gelen taleplere karşı ilgisizlik başlıyor.
Bir süre sonra ofis boşalıyor, işe gitmiyorlar.
Sonra telefonlar yanıtsız kalıyor.
Zaman geçiyor, fakat ortaya iş çıkmıyor.
Vaatler birikiyor bu dönemde, aynı şekilde borçlar da.
İş sıkıya düşünce “vazgeçtik bu meslekten” diyebiliyorlar şak diye.
Onlarca, yüzlerce insanın malını mülkünü satarız umuduyla bağlayıp, bir günde yaptıkları işi bırakabiliyorlar.
Bazılarının şirketi bile kendi üzerine olmadığından, kesinlikle bir sorumluluk taşımıyor.
Tanıdık geldi mi size bu örnekler?
Daha önce kaç kişide / firmada yaşadınız bunu?
Bitti mi, bitmedi…
Peki bu kötü örneklerden sonra ne oluyor?
Günübirlik emlakçı gidiyor, ona güvenenler yarı yolda kalıyor.
Alıcı / satıcı maalesef hala iyi ile kötüyü ayırt edemediği için, vaatlere çabuk kandığı için herkesi aynı zannediyor.
Bu kez işini hakkıyla yapan, emlakçılığı ek iş değil, tek iş olarak, meslek olarak görenlerin hakkına giriyor. Onlardan da endişe ediyor. Mümkünse emlakçı olmadan alım satıp yapmak istiyor.
Günün sonunda çürük elmaların yanında, meslek ve sektör de zarar görüyor.
O yüzden emlakçı olmak ve emlakçılıktan vazgeçmek bir günde alınabilecek kararlardan olmamalı. Bu işin manevi sorumluluğunu taşımasa da şıpsevdiler, mutlaka maddi yükümlülükleri olmalı.
Nasıl ki bazı işler için yüklü teminat mektupları gerekiyorsa, en azından emlakçılığa başlayanlar için de benzer prosedürler getirilmeli.
Zaten Kıbrıs Türk Emlakçılar Birliği Yasası geçtiği zaman, işe başlamadan önce yüklü tutarda yatırımların istenmesi bekleyor. Belki bu rakamlar yükselirse ve süreç sağlıklı işlerse, sektöre girmek, sektöre zarar vermek ve kaçarcasına uzaklaşmak bu kadar kolay olmaz.
KIBRIS EMLAK MERKEZİ
En güncel haberlere erişmek için mail listemize abone olun